Ba(ğ)zı farkındalıklar...

 Dün üzerine düşünmek üzere bana yöneltilen 2 soru üzerine yazacağım. 

"Yaratıcı özdeğerinin düşmanı olduğunu düşündüğün kim var? Veya buna dair nasıl bir olay yaşadın?" 

Bu soruya dair aklıma ilk gelen en yakınlarım oldu, ailem! Yapmaya çalıştığım "farklı"lıkta, öğrenmeye çalıştığım her heveste, girişmeye çalıştığım her değişiklikte bazen aleni, bazen zımni engeller veya köstekler vardı.

Sonuçta onların gözünde gidilecek yol belliydi. Neden bu yolu çeşitlendirip güzelleştiresin ki,  yolu koş, yeter.

Oysa ben dans etmek istemiştim, resimler yapmak istemiştim, şarkılar söylemek istemiştim, gezmek görmek istemiştim, ingilizce haricinde diller öğrenmek istemiştim, hatta "kurumsal olmayan" bir hayatta çalışmak istemiştim. Ama ne gerek vardı işte...

Destek istediğimde cevap belliydi, kuruyup düşersin diye muallakta bırakan "bakarız" klişesi, haber verip fikir sormadığımda ise ne gerek var şimdi diye zımni "maymun iştahlısın" bakışı... Oysa denemeden bilemezdim, maymun iştahlılığımı bile. 

Aslında onlar da tabi ki kötü niyetli olduklarından yapmadılar. Ama bence öncelikli olarak düşündükleri de ben değildim ama bunun bile farkında değillerdi. Kendi korku, kaygı veya hayata bakışları çerçevesinde benim hayatımın gidişatının da bu yönde olması gerektiğini düşündüler (sanırım). 

Peki diğer soru?

"Yaratıcı öz değerinin destekçileri kimler? Sana ve yaratıcılığına inanan destekleyicilerin kimler?"

Bu sorunun karşılığı da aslında biraz karmaşık. İlk çağrıştırdığı aslında benim ilham aldığım, adım atmama vesile olan, doğrudan olmasa da dolaylı olarak varlıklarıyla destek olan (hatta destek olduğunun dahi farkında olmayan), bilerek ve isteyerek bulduğum insanlar, kitaplar, belki olaylar/tesadüfler. 

Ama diğer taraftan yıllar içerisinde ciğerimi bilecek kadar yakınımda olan uzaklıkların uzaklaştıramadığı dost deste
kler varlar, iyi ki varlar! Yargılamadan, "olmaz bu iş" demeden desteğini esirgemeyen, hep orada olan! Hayallere, başarılara, mutluluklara desteği kadar hayal kırıklıklarında, başarısızlıklarda ve kederde de desteğiyle yanı başında varlığını sürdüren...

Bir de kanat değiştiren yakınlar var. İşte o da hayatın bizi sürüklediği yollardan sanırım. Eskiden aktif olarak dinlerken (sadece cevap vermek için veya muhalefet etmek için dinliyormuş gibi yapmak değil kastım.) şimdi ailem olup ailem gibi en yakınımdan zımni köstekleriyle var olan...lafzi olarak aksini söylese de, tüm varlığıyla (bazen yokluğuyla) potansiyelimin aksine hissettiren...

Bu farkındalıklar benim için yeni tabi, yani sınıflandırmalarım, adını koymalarım yeni aslında. Benim üzerimde yarattıkları his aynı ama artık yarattıkları etki aynı olmasın diye uğraşıyorum işte kendi çapımda.

Mesela bir şeye heves ediyorsam artık bunu paylaşmamak için çabalıyorum, ya olduktan sonra, ya son dakikada paylaşıyorum, ya da bazen olup bittikten sonra.  Bazen de yoruma açık olmadığımı açık bir şekilde ifade ediyorum. 

Ben yine geldim...



Yine uzun uzun bir ara verdikten sonra kendimi artık klavye başına atıyorum. farklı farklı mecralarda kısalı uzunlu, sanal ortamı, kalemi defteri derken yine yazmaya vurdum. 

Yine araya uzun aralıklar girer mi bilmem ama yine deniyorum. Yazmanın terapötik etkisinin yanısıra bir taraftan da içsel yargıcımın (eleştiri makinesi) sesine kulak tıkamak gibi bir amacım daha var. 

Yazmak için uygun koşulları beklemek, olması mümkün olmayan "mükemmeli" yaratma çabası, en iyisi olmayacaksa olmasın kafası, doğru zamanı beklemek, ilham gelmesini beklemek vs vs derken yaz(a)mamak. 

Halbuki yaz geç! Ne olursa olsun! Edebi bir iddia yok, kimseye birşey ispat etme gayreti yok. Yaz! Belki okuyan olur, belki olmaz. Okuyup da kendine dokunan birşey bulan olur belki, bir kişinin dahi içinde filizlenen bir yeşillik olsa, bir umut ekebilsem ya da evet yalnız değilmişim dese yeter bana. Hoş, kimse birşey demese veya okumasa da yazmam lazım! 

Benim kendimi iyileştirme yöntemim bu! Bunun ayırdında olarak bunun rutine bindirmeliyim. 

Kısa-uzun, anlamlı- anlamsız, bütünlüğü olan- dağınık, ne gelirse yazmak var bundan sonra!


Başka mecralarda da ufak ufak ısınma turlarındayım. Biraz ısınınca iki ortamı birbirine bağlamak niyetindeyim. Du bakalım!

Ba(ğ)zı farkındalıklar...

 Dün üzerine düşünmek üzere bana yöneltilen 2 soru üzerine yazacağım.  "Yaratıcı özdeğerinin düşmanı olduğunu düşündüğün kim var? Veya ...