Yaklaşık 2 ay
önce başladığım bu süreçte neler gördüm, neler öğrendim, keşifsel deneyimlerim
işte buradaJ
Anlatmaya
nereden başlamak daha doğru bilemedim ama sanırım esas olay kronik hastalığımın
(Hashimoto, Hastalığıma dair daha sonra ayrıca yazmayı planlıyorum.) günlük
hayatımı etkilemiyor olsa da varlığını bilmek ve onunla yaşarken dikkat etmem
gerekenleri daha yakından öğrenme arayışımla çıktı diyebiliriz.
Aynı dönem Instagram’dan
buna ilişkin hesaplar takip etmem, daha önce merak edip almış olmama rağmen o
zamana kadar okumaya hazır olmadığım kitapları okumaya başlamamla süreç
gelişti. Okuduğum farklı kaynaklarda bir sürü farklı şeyden bahsedilirken ortak
olan bir şey vardı ki bence çok anlamlıydı ve benim için doğru zamandı: glüteni bırakmak… Tabi hemen cesaret
edip de bırakamadım, biraz hazırlık yapayım, biraz kendimi psikolojik olarak
hazırlayayım, daha fazla şey okuyayım, içerikler açısından bilgileneyim diye
kendime zaman tanımaya karar verdim. Çünkü büyük karardı ve hemen bozup geri
dönmek istemiyordum.
Bu süreçte kendi
kendime araştırmaların yanı sıra, benimle aynı yollardan geçmiş insanların
profillerini bularak yeni yeni tecrübeler ve durumlara dair farkındalık
kazandım. Tabi bu arada kritik bir durum vardı ki artık alışveriş yöntemlerim
bile değişmek zorundaydı. Alışverişlerimi nerelerden yapabilirdim, kimlerden
yeni tarifler öğrenebilirdim ve daha da önemlisi günlük rutinimdeki
alışkanlıklarımı bunlarla nasıl değiştirebilirdim? Daha derine gittikçe
sorularım artıyor ve kafamda hep planlar programlar dönüyorduJ
Önce ve en
önemlisi içeriklerJ
Glüten neyde var neyde yok? (Çapraz bulaşma öncelikli kaygım olmadı bu aşamada
işin açıkçası) Mercimekler, nohut, fasulye, yulaf, karabuğday güvenli
tahıllarmış… Neyse ki tanıdık güvenli lezzetler yanımda J Okumalar yaparken aslında bir
yandan da kendimi tartıyordum, zaten yemek seçen ve herşeyi yemeyen birisi
olarak yeme içme durumumu biraz daha karmaşıklaştırmanın eşiğindeydim neticede
:P
Bir de üstüne
ekmeksiz doy(a)mayanlar grubunda olunca önce ekmek alternatiflerini oluşturmaya
başladım. Şundan yaparım, şöyle yaparım, böyle yaparım diye kafada
tasarlıyordum ama yine de başlamaya cesaret edemiyordum.
Son olarak 19
şubatta beraber bir şeyler izlemek üzere eve davet etiğim arkadaşımla mesai
sonrası olmasına rağmen baya mükellef bir sofra donattık. Sonra üzerine
tatlısı, baklavası derken baya baya abarttık… Peki ya sonra? Ertesi gün
yediklerimin anlık haz dışında bir faydasının olmaması bir yana uzun vadeli
zararlarını bilançoya yerleştirince… İşte dedim şimdi tam zamanı! Velhasıl 20 Şubattan
beri “glütensizim, temizim” J
Bundan sonraki denemelerim, günlük rutine ilişkin durumlarım ve zorlandığım konular da bir sonraki yazıda... Beni bekleyin :)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder